Sağlık

  • % 100 ASLINDA NE DEMEK?
Belki bir çoğumuz biliyoruz ama benim gibi zanneden, bu zamana kadar etiketin çarpıcılığına aldanmış kişiler için paylaşıyorum.  Bu bilgiyi geçtiğimiz günlerde şaşkınlık içerisinde öğrendiğimi söylemeden edemeyeceğim. Ürün ambalajları üzerinde yazan "% 100" oranıyla ilgili o ilginç bilgi şöyle;

Örnek; % 100 dana et yazan bir sucuk varsayalım; bu % 100 oranı aslında sucuğun içinde kullanılan etin cinsini belirtiyor, miktarını değil.  Yani sucuğun içindeki et miktarı % 10 da olabilir, bize vurgusu yapılan sadece etin cinsi, sucuğun içeriği değil.

Aynı şekilde raflarda görüp rahatlıkla aldığımız % 100 meyve sularında da oranlar sandığımız gibi değil.

Bilginize..
  • ÖNERİ
Son zamanlarda insanlara hayatın İçinden faydalı bilgiler veren kendimize bir şeyler kattığımızı hissettiren doktor sunuculu ve/veya konuklu programlar çok revaçta. Bunlardan bazıları gerçekten faydalanılması gereken programlar. Bu programların birinde konuk olan Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu'nu elimde kağıt kalemle soluksuz izliyorum. Karşılaştığımız sorunlara dair kesin ve pratik çözümler sunuyor. Baş ağrısından tutunda ufak bir sivilceye, tırnaktan saç teline kadar her konuda olabiliyor. Saygı duyulacak bir bilgi birikimine sahip, üstelik fikri olmadığı bir konuyla karşılaştığında "benim ilmimi aşıyor" diyecek kadar da mütevazı.  Takip etmenizi öneririm,  mutlaka işinize yarar bilgiler bulacaksınız,  sağlıklı günler.
  • Günde 20 dakikalık Yürüyüş;



  •  Kan basıncını düşürür.
  •  Felç riskini %40 azaltır.
  •  Kalori yakmanıza yardımcı olur.
  •  Metabolizmayı hızlandırır.
  •  Kilo vermemize yardımcı olur.
  •  Kaslarımızı ve kemiklerimizi güçlendirir.
  •  Kemik erime(osteoporoz) riskini azaltır.
  •  Tansiyonu düzenler.
  •  Depresyonu önler.
  •  Mutluluk verir.
  •  Kötü düşüncelerden uzaklaştırır.

Ne Dersiniz? Yürüyelim mi?...






  • Hangi Sebze Hangi Mevsimde Tüketilmeli?



Haberlerde, gazetelerde, televizyonlarda, kısaca haber alabildiğimiz her yerde yediğimiz çoğu şeyin zararlı olduğu haykırılıyor. Öyle ki; yediğimiz ekmekten içtiğimiz suya, soframızdaki yiyeceklerden tutun da dalındaki meyvenin bile zararlı olduğu belirtiliyor. siz de benim gibi bu haberlerden fazlaca bunalıp "peki ne yiyeceğim ben?" diyenlerden iseniz; şöyle bir yol izleyelim, her şeyi mevsiminde yiyelim. Böylece daha az zirai ve kimyasal ilaca maruz kalmış ayrıca daha taze ve kaliteli ürün tüketmiş oluruz. Bir parça içimiz rahat edebilir. Bence aşağıdaki listeyi çıkarıp buzdolabınıza asmakta fayda var, sağlıklı günler.


  • BAMYA: Haziran – Temmuz – Ağustos
  • BARBUNYA: Nisan – Mayıs – Haziran
  • BEYAZ LAHANA: Kasım – Aralık – Ocak – Şubat
  • BEZELYE: Nisan - Mayıs – Haziran
  • BROKOLİ: Ocak – Şubat – Mart
  • CARLİSTON BİBER ve DOLMALIK BİBER: Haziran – Temmuz – Ağustos – Eylül
  • DEREOTU: yılın her mevsimi
  • DOMATES: Haziran – Temmuz – Ağustos – Eylül – ekim – Kasım
  • HAVUC: Eylül – Ekim – Kasım – Aralık – Ocak – Şubat – Mart
  • İÇ BAKLA: Nisan – Mayıs – Haziran
  • ISPANAK: Kasım – Aralık – Ocak – Şubat – Mart
  • KARNABAHAR: Kasım – Aralık – Ocak – Şubat – Mart
  • KEREVİZ: Kasım – Aralık – Ocak – Şubat
  • KIRMIZI LAHANA: Kasım – Aralık – Ocak – Şubat
  • KIRMIZI SALÇALIK BİBER: Ağustos – Eylül – Ekim
  • KURU SOĞAN: Yılın her mevsimi
  • MANTAR: Eylül – Ekim
  • MAYDANOZ: yılın her mevsimi
  • MARUL: Nisan – Mayıs – Haziran
  • PATATES: yılın her mevsimi
  • PATLICAN: Haziran – Temmuz – Ağustos – Eylül – Ekim – Kasım
  • PIRASA: Kasım – Aralık – Ocak – Şubat – Mart
  • SALATALIK: Mayıs – Haziran – Temmuz – Ağustos – Eylül – Ekim
  • SEMİZOTU: Nisan – Mayıs – Haziran
  • SİVRİ BİBER: Haziran – Temmuz – Ağustos – Eylül – Ekim
  • TAZE FASULYE: Mayıs – Haziran – Temmuz – Ağustos – Eylül
  • TAZE YEŞİL KABAK: Kasım – Aralık – Ocak – Şubat – Mart
  • TURP: Ocak – Şubat – Mart


  • ÜRÜN İÇERİKLERİ

Bir kaç zamandır şampuanların,duş jellerinin,diş macunlarının,makyaj malzemelerinin içeriklerine takılır oldum. İnternetden de araştırıyorum,bilenlere de danışıyorum. Herkes aynı şeyi söylüyor içinde paraben, sodium laurel sulfate, cocoamide dea... olmaması gerektiği. Paraben; ürünlerin raf ömrünü uzatmak için kullanılan toksik madde(zehir).Bilimsel araştırmalarda ve istatistiksel verilerde meme kanseri olan kadınların tümör örneklerinde paraben bulunuyor. Sulfate; ürünlerin köpürmesini sağlayan son derece zararlı kanserojen madde.Cocoamide dea;köpüklerin kalıcı olmasını sağlıyor.Peki ne yapacağız,ne kullanacağız? Bilir kişiler doğal sabunları öneriyor fakat boyalı ve sentetik ürünlere alışmış saçlarımız nasıl yıkanır sabunla?yıkansa da nasıl taranır? Sabun fazla iyimser geldi kulağıma o yüzden araştırıyorum...Özellikle şampuan da sulfate olmayan yok denecek kadar az,organik olanlar var fakat fiyat hemen uçuyor hele ki her gün saç yıkayan biriyseniz baya maliyetli. Doğal ürünlere bakarken Suna Dumankaya'nın şampuanlarına rastladım ve içeriği temizdi.Fiyatı 19.00 tl. Köpük temizliktir takıntısından kurtulabilirsek bebe şampuanlarının(bir kaçı hariç) da içeriği temiz. Body Shop da ürünlerin doğal olduğunu duymuştum ama içerikler pek de temiz değildi.Diş macununda kesinlikle Florür içermeyenleri tercih edelim.Bu maddenin başta Alzheimer ve kısırlık yaptığı yine araştırmalar arasında veriliyor.Diş macununda organik olanları tercih edebilirsiniz çünkü fiyatlar arasında uçurum yok.Evdeki makyaj malzemelerinizi toplayıp içeriklerine bakmaya kalkmayın,hepsini atmak zorunda kalırsınız.Yavaş yavaş dönün,bundan sonra aldıklarınıza dikkat edin,bütçelerinizi sarsmayın.Kozmetik ürünlerini araştırırken 'The Balm'ın doğal olduğunu  duydum henüz inceleme fırsatım olmadı ama listemdeki sırada yerini aldı.Sizin için araştırmaya devam edeceğim ve içerikleri temiz ürünleri buradan paylaşacağım...



  • NE YİYELİM?



Organik ürünler hayatımıza gireli epey oldu aslında ama yinede tam olarak kavramış değiliz. Bunun bir çok nedeni var. Birincisi ülkemizde henüz yeterince yaygınlaşmamış olması, ikincisi etrafta bu konunun ehli çok insan olmayışı, üçüncüsü bilinçsiz tüketim vb... Zamanla olacak elbette olmalı da zaten, inşallah biz de görürüz o günleri. Büyük şehirlerde ürünleri bulmak nispeten daha kolay ama sınırlı tabi. Örneğin organik bir yemek yapayım dediniz, sebzeyi bulursunuz da baharatını bulamayabilirsiniz, yağını buldunuz tuzunu bulamazsınız,sonrada vazgeçersiniz organik sevdasından.Gidersiniz bir markete doldurursunuz arabayı oh mutlu bir alışveriş yaparsınız, evinize gelip aldıklarınızı pişirir yersiniz. Evet bu kolay oldu ama organik ürünlerle yapılmış bir yemeğin huzuru,sağlığı ve iç rahatlığı da eksik kaldı. O zaman ne yapalım? Şöyle yavaş ve yumuşak bir geçiş olsun, bulduğumuz ürünleri alalım, olmazsa olmazları edinelim, bizde bu akımın bir ucundan yakalayalım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ne düşünüyorsun? Hemen yorum yap!